Dünya yüzeyinin %70’i sularla kaplı. Ancak bu suyun sadece %2,5’i tatlı su ve bunun da çok az bir kısmı kullanılabilir durumda.

Yani su, sanılanın aksine sınırsız bir kaynak değil, aksine yönetilmesi gereken hayati bir sermaye.
Giderek artan nüfus, hızlı sanayileşme, tarımda kontrolsüz sulama ve iklim değişikliği, su kaynaklarını tehdit ederken tüm sektörlerin sorumluluğu da artıyor.
Ticaret, üretim, lojistik… Su, her adımda görünmeyen ama mutlak bir girdi.
Su, Görünmeyen Bir Lojistik Değeri
Üretim süreçlerinin çoğunda, doğrudan ya da dolaylı olarak büyük miktarda su kullanımı söz konusudur.
Bir tişört üretimi ortalama 2.700 litre su gerektirirken, bir otomobil parçası için kullanılan plastik veya metal bileşenlerin arıtılması, yıkanması ve işlenmesi için de ciddi su tüketilir.
Tedarik zincirindeki her adımda suya olan bağımlılık, artık sadece üretici ülkelerin değil, ithalatçının da sorumluluğu hâline geldi.
İş Dünyası İçin Su Yönetimi Neden Kritik?
Maliyet Riski: Su kaynaklarına erişimin zorlaşması, üretim maliyetlerini artırıyor.
İtibar Riski: Bilinçsiz tüketim markaların çevresel imajını zedeliyor.
Yasal Risk: Pek çok ülke su kullanımını sıkı kurallarla sınırlamaya başladı.
Bu yüzden artık firmalar, sadece ürün kalitesiyle değil, üretim süreçlerinin çevresel etkisiyle de değerlendirilmekte.
Çözüm: Sürdürülebilir Su Yönetimi ve Bilinçli Tedarik
Tedarik zincirinde su ayak izi düşük üreticilerle çalışmak
Ambalajlama ve taşıma süreçlerinde gereksiz su kullanımını azaltmak
Tesislerde geri dönüşüm ve yağmur suyu toplama sistemleri uygulamak
Partner firmaların da bu sürece entegre edilmesini sağlamak
Küresel ticaretin bir oyuncusu olarak, yalnızca ekonomik değil; ekolojik etkilerimizin de farkında olmak zorundayız.
Sonuç: Geleceği Tüketmeden Ticaret Yapmak Mümkün
Su tasarrufu, yalnızca bir çevre sorunu değil; aynı zamanda bir stratejik yönetim meselesi.
Kıtlaşan kaynakların olduğu bir dünyada, suyu akıllıca yönetebilen firmalar; sadece sürdürülebilir değil, rekabetçi de olacak.
Bugünün ticareti sadece ürünü değil, üretilme şeklini de taşır.
Ve her ürün, aslında bir damla suyu temsil eder. Onu boşa akıtmak değil, geleceğe taşımak bizim elimizde.